JESDER: Jeotermal santrallere hibrit elektrik üretim imkanı verilmeli

JESDER Başkanı Ufuk Şentürk, mevcut yönetmelikte JES’lerin hibrit üretim yapmasının mümkün olmadığını, mevzuatta değişikliklerin yapılması halinde Türkiye’de inşa edilecek hibrit santrallerin yaklaşık 400 MW kurulu güce ulaşabileceğini söyledi.

Türkiye Yenilenebilir Enerji Birliği tarafından bu yıl 10’uncu kez düzenlenen IRENEC 2020, Covid 10 önlemleri sebebiyle dijital ortamda gerçekleştirildi. Konferasın ilk gününde konuşan JESDER Başkanı Ufuk Şentürk, jeotermalde kurulu güç hedeflerinin bu yıl sonunda 1.7 GW, YEKDEM’in uzatılması halinde ise 2023 yılında 3 GW olduğunu söyledi.

JESDER çatısı altında güçlerini birleştiren 22 üyenin 59 lisanslı santralle faaliyetlerini sürdürdüğünü belirten Şentürk, “Öncelikli hedefimiz jeotermal enerjinin ülkemizde bilinirliğini artırmak ve faydalarını toplumuza anlatarak yerli ve milli enerji yatırımlarımızı güçlendirmek. Bugün ülkemizin elektrik enerji ihtiyacının %5.3’ünü, 1,536 MW kurulu gücümüzle karşılıyoruz, yıl sonu hedefimiz 1,700 MW kurulu güç iken, 2023 hedefimiz ise YEKDEM’in de uzatılması halinde 3,000 MW olacaktır. Türkiye, jeotermalde istikrarlı yatırımlarıyla 1,526 MW kurulu kapasitesiyle ABD, Endonezya ve Filipinler’in ardından dördüncü sırada yer alıyor. Hedefimiz ise yakın zamanda ilk üçe girmek.” dedi.

Jeotermal enerji yatırımcılarının gündemlerine de değinen Ufuk Şentürk şunları ekledi:

“JESDER olarak bir süredir hibrit sistemler üzerinde çalışıyoruz. Mevcut yönetmelikte JES’lerin hibrit üretim yapması mümkün değil. Bu mevzuatta değişikliklerin yapılması halinde Türkiye’de inşa edilecek hibrit santraller yaklaşık 400 MW büyüklüğünde olacak ve elektrik sisteminde arz güvenliği artarken, jeotermal enerjinin sisteme verdiği elektrik oranı da %4’ten %5’e çıkacaktır. Jeotermalin bir diğer avantajı da ikincil yatırımlar adını verdiğimiz seracılık, kurutma, balıkçılık ve turizm gibi faaliyetlerde de kullanılabilmesidir. Örnek vermem gerekirse, sadece Batı Anadolu’daki kaynaklarımızdan 30 bin MW’lık termal potansiyel ile 6 milyon eş değer konutun veya seranın ısıtmasını sağlayabiliriz. Bir diğer örnek ise jeotermal seracılık alanındaki potansiyelimiz: Türkiye’de toplamda 13 bin dekar sera alanında ısıtma, TÜBİTAK verilerine göre ise toplam alanın yüzde 30’u oranında yaklaşık 4 bin dekarlık alanda jeotermal ısıtma yapılmaktadır. JESDER olarak hedefimiz ise bu alanı 4-5 katına çıkararak ideal düzeyde jeotermal kaynağından faydalanmak ve tarımda maliyetleri düşürmek.”

Ülke ekonomisine katkılarının yılda 1 milyar dolar olduğunun altını çizen Ufuk Şentürk sözlerini şöyle tamamladı: “Şu anda ülkemizde jeotermal enerji üretimi yüzde 70 seviyelerinde. Yerli yatırımcılar güçlendikçe ekonomide dışa bağımlık azalacak ve enerji arzı da daha güvenli bir şekilde sağlanacaktır.”