Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi’nin (IICEC) düzenlediği “Sürdürülebilir Enerji & Yeni Gerçeklik’’ konulu webinar’da, enerji piyasasının içinde bulunduğu duruma ilişkin önemli açıklamalar yapıldı. Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın açılış konuşmasını gerçekleştirdiği webinar, IICEC Araştırma Direktörü Bora Şekip Güray tarafından yönetilen panelle devam etti. Panele, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol ve TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler katıldı.
IEA Başkanı Dr. Fatih Birol, panelde yaptığı konuşmada, Covid-19 sürecinin dünya enerji sektörüne şimdiye kadar yaşamadığı bir şoku yaşattığına dikkat çekerek, “2020 yılı içinde ekonomik sorunlardan dolayı dünya enerji talebinde çok büyük düşüş bekliyoruz. Bu seneki düşüş, 2009 yılındaki finansal krizden sonra yaşanan enerji talebi düşüşünden 7 kat daha hızlı bir düşüş” dedi.
Enerjide tüm yakıtlar ve sektörlerde önemli etkiler görüldüğünü belirten Dr. Fatih Birol, bu etkinin bazı yakıtlarda daha az olduğunu ifade etti. Dünya petrol talebinin %60’ının ulaştırma sektöründen geldiğini hatırlatan Dr. Fatih Birol, yakıtlar içinde en fazla darbeyi petrolün aldığını söyledi. Dünya petrol talebinde Nisan ayı başında büyük bir düşüş yaşandığını ve petrol fiyatlarının ilk kez eksiyi gördüğünü belirten Dr. Birol, dünya petrol tarihine bu dönemin “Kara Nisan” olarak geçtiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Petrol piyasalarındaki kırılganlık dünya finans piyasalarında çatırdama yaratacak düzeye geldi. Bu nedenle Uluslararası Enerji Ajansı olarak G20 Enerji Bakanlarını olağanüstü bir toplantıya davet ettim. Toplantı sonrasında alınan kararlar ve üretimle ilgili yapılan düzenlemeler neticesinde petrol piyasalarında yavaş da olsa toparlanma görüyoruz. Ekonomideki ve sanayideki çöküş ve aynı zamanda pek çok ülkede beklendiğinden sıcak geçen kış nedeniyle doğalgaz talebinde 2. Dünya savaşından beri yaşanan en büyük düşüş yaşandı. Kömür talebinde de çok büyük düşüş var. Dünya kömür talebinin yarısı Çin’den geliyor. Çin bu salgından çok etkilendi, Hindistan da aynı şekilde. Yenilenebilir enerji bütün kara haberlerin içinde çok az da olsa büyüdü. Elektrik talebi hafta arası günlerinde dahi Covid-19 öncesi tipik bir pazar günü eğrisinde döndü”
Enerji sektöründe çok ciddi bir işten çıkarma dalgası var
Pandemi sürecinde elektriğin ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığını söyleyen Dr. Fatih Birol, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2020 yılında dünyadaki enerji yatırımlarında yaklaşık %20’lik bir düşüş var, bu da 400 milyar dolarlık bir düşüş demek. Bu da tarihte olmamış bir şey. En büyük etkiyi petrol sektörü alıyor. Enerji sektöründe çok ciddi bir işten çıkarma dalgası var. Şu an itibarıyla sadece enerji sektöründe ilk 6 ay itibarıyla dünyada 3 milyonu aşkın insan işini kaybetti. Önümüzdeki 6 ay içinde buna 3.5 milyon kişinin daha eklenmesi riski ciddi olarak önümüzde duruyor. “
Yenilenebilir enerji istihdam açısından çok önemli
Dr. Fatih Birol, bu dönemde hükümetlerin ekonomilerini yeniden canlandırmak için toparlanma paketleri hazırladığını belirterek, “Ekonomik toparlanma paketlerinin güncel büyüklüğü 9 trilyon dolar seviyesinde ve yıl sonuna kadar bu miktarın 20 trilyon dolara ulaşacağını düşünüyoruz. Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji yatırımları ve elektrik şebekelerinin modernizasyonu, bu kurtarma paketlerinde desteklenmesi gereken ve istihdam oluşturacak kritik alanlar olarak öne çıkıyor” dedi. Yenilenebilir enerjide büyümenin hızının ekonomik toparlanma paketlerinde yenilenebilir enerjiye verilecek teşviklere bağlı olduğunu, ABD’de alım garantilerinde uzatmaya gidildiğini ve yenilenebilir enerjinin istihdam açısından da çok önemli olduğu belirtti.
Sektörde konsolidasyonlar yaşanabilir
Önümüzdeki altı aya bakıldığında iki önemli global belirsizlik olarak; Covid -19 sürecinin ve ekonomide önümüzdeki dönemde toparlanmanın ne tür bir seyir izleyeceği ile Kasım ayında ABD’de yapılacak seçimlerin sonucunun da dünya enerji ekonomisine ve sektörüne ciddi etki yapacağına dikkat çeken Dr. Fatih Birol, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Halen dünyada yatırım yapma kapasiteleri sınırlı. Bu, arz talep dengesine damga vurabilir. Yatırımlar yeteri kadar olmazsa bazı ülkelerde ciddi sorunlar çıkabilir. Enerji sektöründe birçok şirket ciddi anlamda işten çıkarma yapmak zorunda kalacak. Ayrıca enerji sektöründe ciddi konsolidasyonlar yaşanabilir. Yeterli finans kaynağı olan bazı enerji şirketleri Covid-19 sürecinden dolayı zor durumda olan enerji şirketlerini yutabilir. Özellikle finansal açıdan daha güçlü durumdaki Asya ve Orta Doğu’daki ulusal enerji şirketlerine dikkat çekmek isterim.”
Dr. Birol, petrolde “Kara Nisan”dan beri bir toparlanma yaşandığını, hava ulaşımında talebin halen zayıf olduğu ancak bu sektörün dünya toplam petrol talebinin sadece %7’sini oluşturduğunu belirtti.
Petrol tüketicisi diğer sektörlerde normale doğru bir geçiş olduğunu, üretici ülkelerin politikalarında bir değişiklik olmazsa fiyatlarda toparlanmanın sürebileceğini ancak global belirsizliklerin bu konuda da önem taşıdığını belirtti. İklim değişikliğine de değinen Dr. Fatih Birol, pandemi sürecinde karbondioksit emisyonlarında büyük bir düşüş görüldüğünü, bu seneki düşüşün son 10 yıldaki emisyon artışını bir kalemde sileceğini söyledi. Birol, “Ama bu düşüşe sevinmiyorum. Çünkü bunun nedeni doğru enerji politikaları, doğru çevre politikaları değil. Ekonomilerin çökmesi ve yüzbinlerce insanın hayata veda etmesi. O yüzden bu düşüşü kaydediyorum ama kutlanacak bir şey değil” diye konuştu.
Panel moderatörü IICEC Araştırma Direktörü Bora Şekip Güray ise panelde, global ve Türkiye perspektifleriyle, Covid-19 pandemisinin enerji sektörüne etkileri, enerji sektöründe ekonomik kurtarma ve sürdürülebilir kalkınma odaklı çalışmalar, bu çerçevede istihdam boyutu, enerji verimliliğinin özel önemi, bunun yanı sıra yenilenebilir enerji ve enerji teknolojilerinde fırsatlar ve karbon ayak izini daha politika odaklı olarak azaltmanın ve verimli büyümenin önemine ilişkin çok değerli tespit ve görüşler aldıklarını belirtti.